Koşmanın yaşı yokmuş: 50 yaşın üzerinde koşmaya başlayanların, gençlere göre daha fazla ilerleme kaydettiği iddia edildi. 16 yıl New York Maratonu koşucularını izleyen uzmanlar, yaşlıların performansının daha fazla arttığını açıkladı. En büyük başarıyı, her yıl 2 dakika hızlı koşan 50 ve 59 yaş arası kadınlar gösterdi. Bilim adamları, yaşlılığı geciktirmenin formülünün krem ya da haplarda değil, olumlu düşüncede olduğunu kanıtladı!

BBC - LONDRA - ABD’nin Teksas Üniversitesi’nde yürütülen araştırmada hayata pembe gözlüklerle bakanların yaşlılığın etkilerini daha az hissettiği belirlendi. Yaşlılık genler ve fiziksel şartlar kadar, psikososyal faktörlerin de eseri.

’Psychology and Aging’ dergisinde yayımlanan araştırmada, 1558 yaşlı izlendi. Yedi yıllık çalışmanın başlangıcında tüm katılımcıların sağlığı iyi durumdaydı. Uzmanlar bu süreçte yaşlılığın yıpratıcı etkilerini, kilo kaybı, yürüme hızı, yorulma eşiği, kuvvet kaybı gibi göstergelerle izledi. Yedi yıl boyunca hayata pozitif baktığı gözlemlenenlerin daha az yaşlanma belirtisi gösterdiği tespit edildi.

Araştırmayı yürüten Dr Glenn Ostir, olumlu duyguların vücudun kimyasal dengesini değiştirerek sağlığı direkt olarak etkilediğini açıkladı. Ostir, "Beden ve zihin arasında bir bağlantı var. Duygularımız fiziksel işleyişi ve tüm sağlığımızı etkiliyor. Bu ya bağışıklık sistemi gibi dolaysız ya da sosyal destek gibi dolaylı mekanizmalarla gerçekleşiyor" dedi.
Kaynak:NetHaber 14 Eylül 2004