Bize burada kaymayın denmesinden nefret ediyoruz
   (Alp ULAGAY)

Kaykay ABD’de bir sokak aktivitesi olarak doğdu. 1960’larda gençler arasında yaygınlaştı. Türkiye’de ise 1970 ve 1980’lerde ilk kaykaylı gençler sokaklarda boy gösterdi.

Duvarlardan atlayan, merdiven basamaklarından zıplayan, trabzanlarda kayan gençler kaykaylarıyla artistik hareketler yaparken sokakların tüm olanaklarını kullanıyordu. İstanbullu üç genç kaykaycı yakın arkadaş Mustafa Kayacan (19), Turan Seki (20) ve Emirhan Turan (14) en çok kendilerine ‘burada kaymayın’ diyenlere kızıyorlar. Onların amacı kaykayla en artistik hareketleri yapmaya uygun merdivenleri ve basamakları keşfetmek. Öyle ki İstanbul’da gördükleri 8-10 basamaklı merdivenleri birbirlerine büyük bir heyecanla anlatıyorlar.

Başında beresiyle genç kaykaycı taş basamak boyunca kayıyor. Hızını artırarak tam basamağın ucuna vardığında ileriye doğru zıplıyor. Aynı anda jet gibi bir ayak hareketiyle kaykayını havada döndürüyor. Yere düşerken de yine kaykayının üzerine konmayı başarıyor. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir sürede kaykayıyla yakaladığı uyumu böyle gösteriyor Mustafa Kayacan (19). Yakın arkadaşları Turan Seki (20) ve Emirhan Turan (14) ile birlikte İstanbul’da o park senin, bu park benim dolaşıp becerilerini sergileyebilecekleri alanlar arıyorlar. Ancak İstanbullular bisiklete, patene nasıl davranıyorlarsa kaykaycılara da aynı şekilde yaklaşıyorlar. Mustafa sık sık azarlanmaktan son derece şikayetçi: ‘Çoğu zaman insanlar bize garip garip bakıyor. Sanki bir çeteymişiz gibi davranıp ‘Burada oynamayın, gidin başka yerde kayın’ diyorlar. İşte buna dayanamıyorum. Halbuki tek isteğimiz yeni hareketler yapabileceğimiz uygun alan bulmak.’ Aslında Mustafa ve arkadaşları birçok genç kaykaycının sözcülüğünü üstleniyor. Çünkü İstanbul çapında dört mevsim yararlanabilecekleri yeteri sayıda kaykay alanı yok.

KAYKAYA NASIL BAŞLADILAR?

Mustafa Kayacan 2001’de bir arkadaşı sayesinde kaykayla tanışır. Selamiçeşme’deki Özgürlük Parkı’nda kaykayın üzerine bir çıkar, pir çıkar. O kadar hoşuna gider ki hemen ilk kaykayını edinir. İlk birkaç ay düşe kalka geçer. Tabii kaykaya alışma sürecindeki her sporcunun sıkıntı çektiği bir dönem vardır. Acemi bir kaykaycı bu dönemde baldırlarındaki morluklarla yaşamaya alışır. Ama Mustafa Kayacan iki ay içinde kaykayını zıplatmayı öğrenir. Bu spora öylesine bağlanır ki Küçükyalı’daki evinden çıkıp sırtında kaykayı kilometrelerce yol teperek soluğu Kalamış, Selamiçeşme veya Beşiktaş’ta alır. Değişik figürler için arkadaşlarıyla yarışır. Ama sadece bu merakla kalmaz, kaykay malzemeleri satan bir mağazada çalışıp bir miktar para da kazanır. Turan Seki’nin de benzer bir kaykaya başlama öyküsü var. O da bir arkadaşının kaykayıyla ilk denemesini yapar. Evde kısa bir tecrübe edindikten sonra 4-5 arkadaşının da kaykaya başlamasına öncülük eder.

Aynı zamanda Fenerbahçe küçükler takımında basketbol oynayan Emirhan Turan ise babasının teşvikiyle kaykaya başlar. Polonya’da iş yapan babası ona ilk kaykayını alır. Henüz 12 yaşındayken evlerinin hemen yakınındaki Kalamış Parkı’nda tecrübe edinir. Şimdi ortaokul son sınıfta derslerinden ve basketbol antrenmanlarından kalan zamanda kaykayını kapıp yine parkın yolunu tutuyor. Hem de babasının muhalefetine karşın! Ama herhalde birkaç yıl içinde boyu ve cüssesi daha fazla kaymasını engelleyecek. Çünkü henüz 14 yaşında ve şimdiden 1.94 boyunda! Çünkü kaykay tahtası yani kaykacıların deyimiyle ‘board’ 80 kilodan fazlasını kaldırmıyor.

MALZEMESİ NEDİR?, KAYKAY NASIL DOĞDU?, TÜRKİYE’DE NEREDE KAYILIR?, PÜF NOKTALARI

Kaynak: Hürriyet Pazar 28.3.2004

 
Süper Teyze 338
Boğaç, saçma  bilmecelere çok meraklıydı. Bir gün yine yakın arkadaşı Okay’ı yakaladı : - Bilmeceme doğru cevap verirsen, sana benden bir dondurma ! Anlaştık mı ? dedi. - Anlaştık , ded devam >>
 
 
 
Sende dün ile bugünün farklı olmadığını düşünüyorsun?
Evet, çok sıkıcı
Hayır, her zaman fark var
Bilmem ki.
 
    
 
 

Copyright (C) 2024 Kumsaati Ltd. Şti. Her Hakkı Saklıdır.