Yaklaşık 70 bin bröveli (ruhsatlı) dalgıcın 27 bini Ankara’da yaşıyor. Bu spora merak salanların arasında öğrencisinden memuruna, diplomatından işadamına her kesimden başkentli var. Dalış derslerini Ankara’da görüp, hafta sonları soluğu güneyde alıyorlar.

Denizi olmayan şehirde dalgıçlıktan para kazanan’ kurs sayısı da azımsanmayacak derecede. Bunlardan birinin direktörlüğünü yapan Erhan Öztürk, aynı zamanda Sualtı Sporları Federasyonu’nun yöneticisi. Öztürk, başkentlilerin dalgıçlığa ilgisini stresten kurtulma ve deniz özlemine bağlıyor. İnşaat mühendisi Ayşegül Bildirici ise dalgıçlığa merak salan Ankaralılardan. Denizin derinlerini fotoğraflardan keşfetmiş. 1998’de izlediği sualtı fotoğrafçısı Zafer Kızılkaya’nın dia gösterisinden etkilenip dalgıç olmaya karar vermiş. “Dalmak bende terapi etkisi yapıyor.” diyor.

Ankara’nın en ünlü dalgıcı, şüphesiz Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen. Bakan, ‘suya duyulan hasretin’ Ankaralıları dalgıçlığa çektiğini düşünüyor. ‘Tek dinlendiği yerin suyun içi’ olduğunu ifade eden Tüzmen, bu yüzden denizi olmayan illerde yaşayanların dalgıçlığa ilgisinin yadırganmamasını istiyor.

Pahalı bir spor değil

Dalgıçlık kursları, sanıldığının aksine sadece zenginlerin gidebildiği pahalı bir etkinlik değil. BADİM, kursiyerlerinden teorik eğitim için 150 milyon lira, dalış için ise, yol, konaklama, yeme-içme gibi tüm ihtiyaçlar dahil olmak üzere 200 milyon lira alıyor. Üstelik, öğrencilere dalış tüpü, elbise, palet gibi ekipmanlar da ücretsiz sağlanıyor. Eğitimini ilerletip profesyonel bir dalgıç olmak isteyenler ise kalitesine göre 1500-2.000 dolarlık harcamayla komple bir ekipmana sahip olabiliyor.
Kaynak:NetHaber 2 Kasım 2004