Yunanistan 15 mayısta İstanbul’da yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması için harıl harıl çalışıyor. Yunan Devlet Televizyonu , Yunanistan’ı İstanbul’ da temsil edecek sanatçıyı seçmek için ünlü plak şirketi MINOS-EMI ve Vodafon şirketinin finanse ettiği bir yarışma programı düzenledi. Yarışmaya katılan onlarca gencin arasındaki Apostolos Pshramis adlı amatör ses sanatçısı birinci geldi ve İstanbul’ a gelmek üzere bavullarını hazırlamaya başladı.
Ancak son anda jüri üyeleri arasında bir anlaşmazlık çıktı ve herşeyi altüst etti. Jüri üyelerinden biri Pshramis’in iyi bir ses sanatçısı olduğunu ancak Yunanistan’ ı temsil edecek “ çapta “ olmadığını savunarak veto kararı verdi. Bunun üzerine de Yunanistan’ ı temsil etme görevi, ülkedeki gençlerin ilahı olan genç şarkıcı Sakis Ruvas’ a teklif edildi. Ruvas , Eurovision’da yarışacak besteyi dinleyip teklifi kabul edince “ amatör ses “Apostolos Pshramis’ e de Ruvas’ a vokal yapmak düştü.
Sakis Ruvas, son derece hareketli , genç, dinamik, genç kızların rüyalarına giren , Yunanistan’ın en iyi ses sanatçı ve şovmenlerinden biri olarak tanınıyor. Aslen Batı Yunanistan’ın Korfu adasından olan Ruvas’ ın bir özelliği de hiç şımarık olmaması.
Ruvas son derece mutevazi bir kişilik olmasına rağmen, 1977’ de yaptığı sürpriz bir hamleyle Yunanistan’ı da Türkiye’ yi de ayağa kaldırmıştı.
Ruvas’ın “suçu”, Burak Kut ile yağtığı birlikte Lefkoşa’ nın Yeşil Hattı’ nda 1960’lardan bu yana yapılmamış bir şeyi yapmış olması yani adanın  en “alevli” noktasında ortak bir konser vermesiydi. İki sanatçı konserden sonra Türk ve Rum milliyetçilerinin taş yağmuruna uğradıkları yetmiyormuş gibi Rivas, Yunanistan’ da bir yıl sahnelerden uzak kalacak ve plak dolduramayacaktı. Fanatik çevrelerde “vatan haini” bile ilan edilen Ruvas aynı yıl, Türk-Yunan dostluğuna katkılarından ötürü Abdi İpekçi Barış Ödülü’ne layık görüldü. Yeniden sahnelere döndüğünde ise hayranlarından bir tekini bile kaybetmemişti genç sanatçı....

KAYNAK: SABAH GAZETESİ 23 MART 2004