Denizlerdeki ‘Şifalı Hayat’ Tehlikede
 

Tıpta hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların hammaddeleri doğadaki yüzbinlerce bitkiden elde ediliyor. Ağrı kesiciler ve antibiyotiklerin önemli bir kısmı denizaltı canlılarından, deniz diplerinde yaşayan bitkilerden sağlanıyor. Bilim adamları çevre kirlenmesi, düzensiz balıkçılık, kimyasal atıklar ve küresel ısınmadan dolayı bu canlıların yok olma tehlikesi altında oldukları yönünde uyarıyorlar.  

EVRİM SONUCU ZEHİR ÜRETİYORLAR
Tür sayısı milyonları bulan denizaltı canlılarından insanoğlu tarafından tanınanların sayısı, sadece yüzbinlerle ifade ediliyor. Okyanus içinde barındırdığı canlılara son derece güç bir ortam sunuyor. Evrimin doğal etkilerini aşmak için canlılar, kendilerince ayrı bir evrimden geçiyorlar. Bir çok organizma zorlu şartlarda ayakta kalmak için moleküllerini daha dayanıklı hale getiriyorlar. Molekül evrimi, örneğin, bir canlının etrafına zehir saçmasına da vesile olabiliyor. Deniz kumuna çakılı olarak yaşayan ve hareket edemeyen canlılar, değişen koşullara ayak uydurma sürecinde kendilerini örtmek için yeni kabuklar bağlıyor ve dış etkilere karşı korunmaya çalışıyorlar.

ZEHİR İLAÇ OLUYOR
Bilim adamları ise bu tip canlıları inceliyor, hücre fonksiyonlarından yararlanarak ilaç yapımında kullanmak üzere fikir alıyorlar. Örneğin, istiridye gibi deniz kabuklularının salgıladığı ve normal şartlarda insanlar üzerinde zehirli etki yapan okadaik asit toksini, eğer bilim tarafından işlenirse kanser tedavisinde olumlu katkıları oluyor.
Okyanuslar tüm mikrobiyolojik zenginliklerine karşın insanoğlunun yıkıcı etkisi nedeniyle bu çeşitliliği yitiriyorlar. Düzensiz avlanma nedeniyle besin zincirindeki tuna, köpekbalığı, kılıç balığı gibi belli bazı balıkların azalmasının etkisi mikrobiyolojik düzeyde dahi hissediliyor. 

İNSANLIĞIN VEBALİ
Bilim adamları küresel ısınmanın denizlerdeki asidite düzeylerini değiştireceğini ve bunun bir çok canlı için ölümcül etki yaratacağını anımsatıyorlar. Avlanma ve kirlenme sonucu kimi canlılar kendi doğal ortamlarının dışına göç etmek zorunda kalıyorlar; bu göç sonucunda göç edilen yerlerdeki eko-dengeler değişiyor, ki bu da uzun vadede canlıların ayakta kalmalarını zorlaştırıyor.

Kaynak: ntvmsnbc 14 Mayıs 2004

 
Süper Teyze 393
İki balıkçı konuşuyorlardı : - Geçen hafta buraların en büyük balığını yakaladığını duydum, doğru  mu ? diye sordu biri. - Kesinlikle ! diye haykırdı arkadaşı.Balık o kadar büyük o kada devam >>
 
 
 
Sende dün ile bugünün farklı olmadığını düşünüyorsun?
Evet, çok sıkıcı
Hayır, her zaman fark var
Bilmem ki.
 
    
 
 

Copyright (C) 2024 Kumsaati Ltd. Şti. Her Hakkı Saklıdır.