Kendimi Nasıl Tarif Ederim? Arıza ve Patavatsızım
 

Nurgül Yeşilçay, Ayşe Arman’ a kendini böyle anlatmış...:)

Sevimli demek isterdim... Ama değilim!
Zaten beğendiğim bir oyuncuydu. Yeni buluyordum onu. Farklı buluyordum. Ekranlarda gösterdiği performanstan etkileniyordum. Ve orada burada ettiği lafları şaşkınlıkla okuyordum. Bildiğimiz starlara benzemiyordu.

Bir şey vardı bu kadında, tanımlaması zor olan, başka türlü olan. Sonunda tanıdım. Evet, hakkında bin türlü rivayet dolanıyor. O da zaten bir kısmına itiraz etmiyor. ‘Evden de kaçtım, nezarette de kaldım ama arabesk hale getirmeye, abartmaya gerek yok’ diyor. Tamamen yalan dolan olanlara ise gülüp geçiyor. Allah sizi inandırsın, bu kadın lafını hiç sakınmıyor. Helal olsun. Altına imzamı atacağım pek çok şey söylüyor. Ama bakmayın, arızayım, patavatsızım filan dediğine. Cahil cesareti değil onunki. Nurgül Yeşilçay’ın bir olgunluğu var. Bir yaşamışlığı var. 27 yaşında ama bir çok şeyi gerçekten aşmış. Yani bol kepçeden sallamıyor. Evet, pek çok starın prim verdiği şeylere prim vermiyor. Çünkü vermemesi gerektiğini öğrenmiş. Hayat ona öğretmiş. Öyle acılar yaşamış ki, okuyunca öğreneceksiniz... Artık sadece eğlenmeye ve mutlu olmaya inanıyor. Ama o hiç bir şeyi ucundan tutamıyor. Bir orta yol yolcusu değil yani. Sevince dibine kadar seviyor, eğlenince dibine kadar eğleniyor, işini de öyle yapıyor. Büyük bir aşkla. Daha pek çok başarıya imza atacağına hiç şüphe yok...

Oyunculuk, hayattaki en büyük tutkunuz muydu?

- Yok, hayır. Ben ressam olmak istiyordum. 16 yaşında bir adama aşık oldum. Adam tiyatrocuydu. Onu etkilemek için midir nedir, gittim Eskişehir’in sınavlarına girdim. İlk sene neredeyse hiç okula gitmedim. Oyunculukla alakam yoktu yani...
Çenenizdeki iz ne?

- Ha o mu? 3 yaş sendromu.

Güzel duruyor o dikişler...

- Ben de beğeniyorum. Çok yaramazmışım. Teneke kesmiş çenemi. Ben mi gittim tenekeyi buldum, o mu beni buldu hiç hatırlamıyorum! Ama en yakın yere götürmüşler. O da Sağlık Ocağı. Tabii çok uyduruk dikmişler. Alnımda da başka bir 3 yaş hatırası var, görmek ister misin...

Nasıl bir aile sizinki?

- Memur ailesi. Normal bir aile. Benim de memur ve normal olmamı istediler haliyle: ‘Devlete sırtını daya, paranı al.’ Zaten, onlardan gizli girdim tiyatro sınavlarına. Kazanınca karşı çıktılar. Daha doğrusu perişan oldular! İkna etmeye çalışıyorum: ‘Okulda kalabilirim, hoca olabilirim, Devlet Tiyatrosu’na girebilirim, merak etmeyin artiz olmayacağım!’ Ama şimdi mutlular. Galiba yani.

Nasıl bir çocukluk?

- Üç yaşına kadar yaramaz, haylaz. Sonra çok sessiz. 16 yaşına kadar. Hani ‘Bu çocukta bir sorun var. Psikiyatriste mi götürsek?’ dedirtecek kadar. Nitekim öyle de oldu. Okuldaki hocalar, annemle babamı yardım almam gerektiğine inandırmış. Fazla sessizim ya, ne sorunu var acaba? Ben de sinirlendim. Bunu haksız buldum. Ve iyice açıldım...

O ne demek?

- Tam anlamıyla bir baş belası oldum demek! Nasıl bir asilik anlatamam. ‘Bakkala gidiyorum’ diye çıkıyorum, evden kaçıyorum. Kuşadası’nda barmaid’lik yapıyorum, Bodrum’a arkadaşlarımın yanına gidiyorum, aileme haber vermiyorum. 13 yıl boyunca gıkı çıkmayan kız birden delirdi. Zaptedilemeyen biri haline geldi...

Yooo. Olay İzmir’de geçiyor değil mi? Anne baba ne iş yapıyor?

- Öğretmenler. İkisi de...

Fena bir şey mi insanın annesinin babasının öğretmen olması?

- Evet. Didaktizme karşı bir önyargın oluyor. Sana birileri bir şeyi öğretmen gibi anlatırsa sinir oluyorsun. Bizimkiler bir de ilkokul öğretmeniydi. Evde bile sanki hep sınıftasın. Seni üzmek için yapmıyorlar ama bir kerede anlayacağın bir şeyi, 40 kere filan söylüyorlar...

Kaçıncı çocuksunuz?

- Alttan ikinci! Diyeceğim o ki, 2 numara Nurgül Yeşilçay üzdü onları. Beni psikiyatristlere götürmek istediler ya, bana güvenmediklerini düşündüm, çok üzüldüm, ‘Bunlara her şey müstahak!’ dedim.
Röportaj:AYŞE ARMAN

Kaynak: Hürriyet 23 Mayıs 2004

 
Süper Teyze 433
  Küçük Neşe, okulda arkadaşlarından öğrendiği şakaları evde babasına anlatmaya bayılırdı. O akşam babasına yine  bu şakalardan birini yapmak istedi : - Söyle bakalım babacığım, bir tabak  devam >>
 
 
 
Sende dün ile bugünün farklı olmadığını düşünüyorsun?
Evet, çok sıkıcı
Hayır, her zaman fark var
Bilmem ki.
 
    
 
 

Copyright (C) 2024 Kumsaati Ltd. Şti. Her Hakkı Saklıdır.