Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının Irak’tan bile az olduğu Türkiye, acil önlem almazsa 40-50 yıl sonra çok ciddi su krizi yaşayabilir.

Bir insanın biyolojik ihtiyaçlarını karşılaması ve yaşamını sürdürebilmesi iin bir günde tüketmesi gereken su miktarı en az 25 litre olarak kabul ediliyor.
Çağdaş bir insanın sağlıklı bir biçimde yaşaması için gereken içme, yemek pişirme, yıkanma, çamaşır gibi amaçlarla kullanılacak su dikkate alındığında ise kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketim standardı 150 litre olarak kabul ediliyor.
Bu miktar sanayileşmiş ülkelerde 266 litre iken Afrika’da 67, Asya’da 143, Arap ülkelerinde 158, Türkiyede ise 111 litre...
Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yıllık su miktarı en az 8 ile 10 bin metreküp arasında olmalı. Ancak Türkiye kişi başına düşen yıllık 1430 metreküplük kullanılabilir su miktarıyla sanıldığı gibi su zengini bir ülke değil. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı Suriye’de 1200, Lübnan’da 1300, Irak’ta ise 2020 metreküp.

Gelecek parlak değil
Bu bilgileri veren Doğal Hayatı Koruma Vakfı - Türkiye (WWF Türkiye) Su Kaynakları Program Müdürü Buket Bahar Dıvrak, Türkiye’nin geleceği için pek de iç açıcı şeyler söylemiyor:
"Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 2030’da ülkemizin nüfusu 80 milyona ulaşacak. Bu durumda kişi başına kullanılabilir su miktarı 1100 metreküpe düşecek ve Türkiye su fakiri bir ülke olmaya doğru gidecektir. Bu veriler göz önüne alındığında, 2050 ya da 2100 yılında, Türkiye’nin çok ciddi bir su kriziyle mücadele etmesinin kaçınılmaz olduğu görülür."

Ne önlemler alınmalı?
Bu tehlikeyi en aza indirmek için su kaynaklarımızın çok dikkatli yönetilmesi gerektiğini belirten Dıvrak, su kaynaklarının gelecek nesillere aktarılabilmesi için kapsamlı ve bugünün gerçeklerine uygun bir "Ulusal su yasası" çıkarılması gerektiğini kaydediyor.
Dıvrak, Türkiye’deki 25 su havzası için, "Entegre Havza Yönetim Planları" hazırlanması, yeraltı suyu kullanımının düzenlenmesi ve etkin bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: Milliyet 13 Şubat 2007